Nikita Mikhalkov’un Güneş Yanığı 2

Sovyet sonrası Rus sinemasının ilk döneminde uluslararası başarılar oldukça azdır. 1991 yapımı Urga Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan Ödülü’nü kazanmıştı. 1994 yapımı Güneş Yanığı da En İyi Yabancı Film dalında Oscar almıştı. Çökmüş bir sinema endüstrisinin ilk kıpırdanışlarının göstergesi olan bu başarıların arkasındaki isim ise Sovyet sineması döneminde yetişen yönetmenlerden Nikita Mikhalkov’du.

nikita

1945 yılında Moskova’da doğan yönetmen, ünlü Rus şair Sergey Mikhalkov’un oğludur. Sanatla iç içe bir çocukluk geçirenMikhalkov, VGIK’de sinema eğitimi aldı. Mezun olmadan önce birkaç kısa film yönetti.

1974 yılında çektiği At Home Among Strangers filmi ise ilk uzun metrajlı film deneyimi oldu. 1977’de Unfinished Piece for Mechanical Piano ve 1987’de yönettiği Dark Eyes filmleri ondaki Çehovetkilerinin gözlemlenebileceği filmlerdir. Çehov öykülerini beyaz perdeye uyarlayan yönetmen, Çehov’un öykü motiflerini üstün bir sinema kurgusu ve büyük bir ustalıkla resmetmeyi bilmişti. Ayrıca kendi senaryolarından çektiği filmlerde de Çehov’un öykü tadını duyumsamak mümkündü. Urga filminde Moğolistan’da bir aileyi bütün gerçekliğiyle sinemaya taşımıştı. Etkileyici görsellikler sunan Urga, Moğol kültürü üstüne yapılan az sayıdaki filmden biri olarak sinema tarihindeki yerini almış oldu.

NikitaMikhalkov2

1930’larda Stalin dönemini anlattığı Güneş Yanığı (Burnt by the Sun) filmi, özellikle görsel açıdan çok beğenilmişti. Senaryosunu Azeri sinema üstadı Rüstem İbrahimbeyov ile yazan yönetmen, Oscar’la birlikte, Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü de kazanmıştı.

Öte yandan siyasi görüşleriyle de büyük tartışmalara neden olan bir yönetmendir Mikhalkov. Muhafazakâr görüşleriyle bilinen yönetmen, kendisini monarşist olarak tanımlamaktadır. Birçok sanatçının aksine Vladimir Putin’i desteklemiş, Putin’in 55.yaş günü kutlaması için televizyonda bir programı hazırlayıp sunmaktan da geri durmamıştır.

Son filminde, Güneş Yanığı’ndaki Albay Kotov’un hayatını anlatmaya devam ettiğini görüyoruz. Birçok filminde olduğu gibi Güneş Yanığıserisinde de başrolde gördüğümüz yönetmenin, ilk filmdeki etkileyici görsellikler yerine Hristiyanlık vurgusunu merkeze taşıdığını söyleyebiliriz. II. Dünya Savaşı döneminde geçen filmde, dini motifleri görünür kılmak için hiçbir fırsat es geçilmemiş. Cephede namaz kılan Müslüman Rusya askerleri ve Albay Kotov’un kızının denizin ortasında bir mayına tutunmuş halde vaftiz olması bu durumun bariz örneklerinden. Boynundaki haçla dolaşan ve savaşta yaralananlara hemşirelik yapan Kotov’un kızının, inançlarına sarılan Rus toplumunu temsil ettiğini anlamak zor değil. Filmde dönemin gerçekleri yeniden inşa edilen kurguya kurban gitmiş gibi görünüyor. Yönetmen, olanı değil de görmek istediğini yansıtmayı seçmiş. Tarihi bir filmin içine yedirilen inanç vurgusu o kadar baskın ki geri kalan her şey kılıfına uydurulmuşa benziyor.

afis

Savaşın Rus toplumundaki sarsıcı etkisi üstünde yeterince durulmaması, filmin etkileyici ve gerçekçi çekimlerine de zarar vermiş. Kimi sahnelerde ise daha önce çekilen ve II. Dünya Savaşı’nı konu alan Rus filmlerine göndermeler yapılmış. En belirgin gönderme, Elem Klimov’un 1985 yapımı Gel ve Gör filmine yapılan gönderme olmuş. Gel ve Gör, savaş üstüne yapılan en çarpıcı ve etkileyici filmlerden biridir. Alman askerlerini Hollywood filmlerinin aksine; yağmacı, çapulcu hâllerini gözler önüne seren Klimov’un filminde; Rus köylüleri Alman askerleri tarafından kiliseye doldurulup adeta bir karnaval havasıyla toplu hâlde yakılırlar.Mikhalkov yorumunda ise büyük bir ahıra toplanan Rus çingenelerin üstüne alevler püskürtülür. Alevlerle baş başa kalan Rusların feryatlarına neşeli Almanların zevk çığlıkları karışır.

Serinin ilk filmiyle yönetmen, Rus sinemasının uzun suredir hasret kaldığı uluslararası başarılar kazanmıştı. Sovyetlerin çökmesiyle Rus sinema salonlarında Amerikan filmleri patlamasının yaşandığı dönemde Güneş Yanığı önemli bir başarı göstergesiydi. Gelinen noktada ise Güneş Yanığı 2 Hollywood filmlerine fazlasıyla benzeyen fazla belirgin edilmiş inanç vurgusuyla kendi sonunu hazırlamış bir yapım olmuş.

Rıza Oylum

1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri, İran Sineması ve Film Gibi Geçti-Ediz Hun kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihazırda Üsküdar Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, Gazete Duvar’da köşe yazarı ve Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmeni olan Oylum; Türkiye PEN Yazarlar Derneği, FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu) ve FEDERO (Avrupa ve Akdeniz Film Eleştirmenleri Federasyonu) Üyesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rus Sineması

‘Yumrukları Gevşetmek’: Kafkaslarda Kadın Olmak 

Kira Kovalenko’nun “Yumrukları Gevşetmek” filmi dijital sinema platformu Mubi’nin arşivine eklendi. 2021’de Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış Bölümü En İyi Film Ödülü’nü alan film, Rusya’yı da Oscar yarışında temsil etti.  Yönetmen Kira Kovalenko, Çerkes kökenli yönetmen Aleksandr Sokurov’un 2010 sonrasında Rusya’ya bağlı Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ndeki üniversitede açtığı yönetmenlik kursuyla sinemaya başlayan yönetmenlerden biri. Bu eğitimle […]

Devamını Oku
Rus Sineması Sinema Haberleri

Lenfilm Stüdyosu, Yeni Mitolojik Rus-Süper Kahramanlar Yaratacak

RIA Novosti ajansının haberine göre meşhur Rus film stüdyosu Lenfilm yeni bir Rus çocuk kahraman serisi üzerinde çalışmaya başladı. “Vityazi” ismindeki bu yeni kahraman serisi, yeni nesil Rus kahramanlar hakkında olacak ve “Avengers” ve “Watchmen” çizgi romanları tarzında çekilecek. Lenfilm’in yönetim kurulu başkanı yönetmen Fyodor Bondarçuk, diziyi şu şekilde tanımlıyor: Projenin asıl amacı, genç izleyiciler […]

Devamını Oku
Rus Sineması Sinema Haberleri

Çerkes Sinemacı Kantemir Balagov Hollywood Yolunda

Aleksandr Sokurov’un, 2010 sonrasında  Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde açtığı yönetmenlik kursu sayesinde sinemaya adım atan Kantemir Balagov, Rusya’daki başarılarından sonra Hollywood’da da şansını deneyecek.   1991 Nalçik doğumlu genç yetenek Kantemir Balagov, İlk filmi Tesnota (Yakınlık) ile 2017 Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” bölümünde En İyi Film Ödülü’nü almıştı. Tesnota (Kantemir Balagov) – 2017 Sokurov’un en başarılı […]

Devamını Oku