Sanırım en ilginç film izleme hikayem bu film. O yıllar evimizde Cumhuriyet okumayı bırakıp Radikal’e geçtimiz yıllardı. Bu dönüşüm kolay olmamıştı kuşkusuz. Radikal’in televizyon sayfasında o zamanlar iyi filmler hakkında derli toplu yorumlar yapılırdı. O yorumlardan birinde akşam CNBC-E’de yayımlanacak bir filmle ilgiliydi. Yorumda film tanıtılırken, asılmış köpeklerden, adı bilinmeyen bir Latin Amerika ülkesinde geçtiğinden bahsediliyordu.
Filme gece vakti tekrarı yayımlanırken denk gelmiştim. Asılmış köpekleri , yürümeyi yeni öğrenen çocukların attıkları bombaları, sapık generallere suikast yapan ergen kızları ve devrimci mankenleri gördüm. Asılmış Köpekler de Çin mitolojisinde isyan anlamına geliyormuş.
Eski bir avukat olan Agustin Rejas (Javier Bardem) polis dedektifi olur. Peru’daki mevcut hükümeti devirmek amacıyla faaliyetlerde bulunan Aydınlık Yol hareketinin liderini yakalamak için görevlendirilir. Agustin’in kızı Sylvina, Yolanda (Laura Morante) adındaki bir dans öğretmeninden dans dersleri almaktadır. Zamanla Agustin ile Yolanda arasında romantik bir ilişki oluşur. Ancak âşık olduğu kadının araştırdığı örgüt ile olan bağlantılarını fark etmeye başlayan Agustin için durum içinden çıkılmaz bir hal almaya başlar.
Film politik bir örgütü ve o örgütü çökertmeye çalışan polis memurunu anlatıyordu. Sorun şu ki ben film bitmeden uyuyakalmıştım. Öteki gün de aklımdan çıkmıştı. Sonraları bu film içime dert oldu. Bir türlü bulamıyordum. İsmi neydi, yönetmeni kimdi? Hem başrol oyuncusunun hem de yönetmeninin son derece meşhur olması trajikomik olsa da ben yıllarca bulamadım bu filmi. Radikal’e mi yazmadım, CNBC-E’ye mi mail atmadım neler neler… İnternette aradım durdum, sonra tesadüfen bir festival kitapçığında denk geldim. “adı bilinmeyen bir Latin Amerika ülkesinde sokaklarda asılmış köpekler bırakılır” O tanıdık cümleleri görünce eski bir dostuma kavuşmuş gibi sevinmiştim.
Filmin yönetmeni John Malkovich’in ilk yönetmenlik denemesi. Film Peru’daki Aydınlık Yol hareketini anlatıyor. Örgütün kurucu önderi olan felsefe profesörü Abimael Guzmán’ın yakalanma hikâyesi. Polis memurunun örgüt üyesi olduğunu bilmediği dansçıya âşık olması üzerinde durulmuş filmde.
Yönetmen filmle ilgili verdiği röportajlarda bu filmin bir aşk filmi olduğunu belirtiyordu. Ama buradan bakınca ziyadesiyle politik bir film gibi görünüyor. Zira 5 yaşında çocukları bombacı, ergen kızları suikastçı yapabilen bir hareket filmin fonu olmaktan daha fazlasıdır. Tekrar izlediğimde gördüm ki; Latin Amerika’da geçip de İngilizce çekilmiş olması filme zarar verse de izlenebilirliği yüksek bir yapımdı. Politik film tavsiyelerinde Üst Kattaki Dansçı’yı her dâim anarım. Artık duygusal bir bağ var aramızda. Örgütün lideri felsefe profesörü Abimael Guzmán da özel yapılan hapishanede muhtemel kaçma planları yapmayı sürdürüyor. Denizin ortasındaki hapishanede yazdığı biyografisini yayınevine ulaştırıp kitap olarak bastırmayı başaran bu adamdan her şey beklenir.
Yıllar sonra bir dost sohbetinde Perulu bir gezgine denk geldim. Perulu olduğunu öğrendiğimde olmayan İngilizcemle Peru’daki devrimci Abimael Guzmán’ı ve Aydınlık Yol’u sorduğumda; Luiz kardeşim şok olmuştu; “Dünyayı gezdim. Avrupa’da kaldım. Rusya’dan Tayland’a kadar gittim. Bana bu soruyu sadece Makedonya’da bir çiftçi sormuştu” demişti. Sinema sen nelere kâdirsin.