İstanbul Film Festivali’ndeki İran Filmleri

  1. İstanbul Film Festivali’nde bu yıl ,  186 uzun metrajlı ve 17 kısa filminden oluşan zengin programıyla festival takipçileriyle buluşacak. Festival kapsamında, 11 gün boyunca, 21 bölümde 61 ülkeden 207 yönetmenin toplam 203 filmi gösterilecek. Bu filmlerden 4 tanesi İran merkezli yapımlar. Ülke sinemalarını takip etmek isteyenler için festivalin İran filmlerini yazdık.

174_1

Abbas Kiarostami İle 76 Dakika, 15 Saniye

Yönetmen: Seyfullah Samadian

Abbas Kiyarüstemi ‘nin  76 yıl ve 15 gününü simgeleyen belgesel,  Kiyarüstemi’nin dostu ve çalışma arkadaşı Samadian’ın kamerasından onun en özel anlarının şiir tadında bir görsellikle kurgulanmasıyla ortaya çıktı. Sinema tarihi açısından oldukça özel bir çalışma.

 

176_1

Beni Eve Götür

Yönetmen: Abbas Kiyarüstemi

Abbas Kiyarüstemi ‘nin italya’da çektiği son kısa filmi olan bu çalışmada, 16 dakikada hayatın usulca akıp giden hali merdivenlerden aşağıya doğru düşen bir topla imgeleniyor.

 

97_1

Nilüfer’in Kararı

Yönetmen: Behnam Behzadi

Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış Bölümü’nde gösterilen Nilüfer’in Kararı, kendi kararlarını verince Tahran’da yaşayan bekâr ve başarılı işkadını Nilüfer’in hayatının nasıl altüst olduğunu anlatıyor. Nilüfer’in annesi, hava kirliliğinden rahatsızlanınca doktoru başka bir yere taşınmasını tavsiye eder. Ailesi, annesine onun eşlik etmesinde ısrar eder, ancak Nilüfer yıllar boyu kabullendiği aile baskısına bu kez boyun eğmeyecektir.  Roma’daki Medfilm Festivali’nde En İyi Film seçilen yapım son dönemde artış gösteren İran toplumundaki yalnız yaşayan şehirli kadınların hayatına odaklanan  filmlerden biri.

 

15_1

Ayrılık

Yönetmen: Navid Mahmoudi

Feriştah ve Nabi birbirlerine deli gibi âşıktır ama Feriştah’ın ailesinin Afganistan’dan kaçıp İran’a göç etmesi ikisini ayrı düşürmüştür. Bir şekilde tekrar birleşmenin hayallerini kurarken başlarına yeni bir dert açılır: kan davası. Nabi’nin ne Afganistan’da ne de İran’da kalması mümkün değildir, aksi takdirde öldürülecektir. Bu nedenle Nabi, birlikte Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçecekleri bir kaçış planı yapar ve Feriştah’ı almak için kaçak olarak İran’a gelir. Fakat genç âşıkların önüne sürekli yeni engeller çıkar. Afganistan’ın Oscar adayı olan film, İran’da yetişen Afgan yönetmenin Busan Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü alan çalışması.

Rıza Oylum

1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri, İran Sineması ve Film Gibi Geçti-Ediz Hun kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihazırda Üsküdar Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, Gazete Duvar’da köşe yazarı ve Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmeni olan Oylum; Türkiye PEN Yazarlar Derneği, FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu) ve FEDERO (Avrupa ve Akdeniz Film Eleştirmenleri Federasyonu) Üyesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İran Sineması

Leyla’nın Kardeşleri: Her Yarışın Kaybedenleri

İran’ın genç ve üretken yönetmeni Saeed Roustayi’nin 2022 yapımı “Leyla’nın Kardeşleri” (Baradaran-e Leila) filmi MUBI kataloğuna eklendi. Büyük ilgi gören film, gözlerin yeniden İran sinemasına dönmesi sağladı. Saeed Roustayi, üçüncü uzun metraj filmi olan “Leyla’nın Kardeşleri”nde kamerasını yoksulluğun ve sınıfsal problemlerin üstünde tutmayı sürdürüyor. Özellikle ilk filmi, 2016 yapımı “Sonsuzluk ve Bir Gün” (Abad va […]

Devamını Oku
İran Sineması

Asghar Farhadi Sineması: Sınıfsal ve Vicdani

Farhadi’nin vicdan muhasebesi ve “herkesin kendine göre geçerli sebepleri var” mottosundan hareket ettiği filmografisinde artık yeni sorular sormaya başlaması gerekiyor. Kendini tekrar eden bir çatışmayla kurulan senaryolarında artık filmler birbirinden farklılaşmıyor. “A Hero” bu halkaya eklenen hem yeni hem de eski bir film görünümünde. Asghar Farhadi’nin son çektiği filmi “A Hero” ile yeniden bir vicdan […]

Devamını Oku
İran Sineması

İran’da Kutsal Savunma Sineması

İran-Irak savaşının İran sineması ve edebiyatı için özel bir yeri var. ‘Kutsal Savunma’ olarak adlandırılan bu alanda İran sinemasının bir kolu olarak çok sayıda üretim yapılıyor. Kutsal Savunma Sineması, İran sinemasının yurtdışı festivallerinde karşımıza çıkan örneklerine benzemiyor. Abbas Kiyarüstemi’nin kırsaldaki sadeliği yansıttığı, Mecid Mecidi’nin çocuk masumiyeti üzerinden manevi duyguları öne çıkardığı ya da Asghar Ferhadi’nin […]

Devamını Oku