Bir Ayrılık ve Satıcı filmleriyle En İyi Yabancı Film dalında Oscar sahibi olan İranlı Yönetmen Asghar Farhadi yeni projesi Everybody Knows filmi için İspanya’da çekimlere başladı. Başrollerini Javier Bardem, Penelope Cruz ve Ricardo Darin‘in yer aldığı film Buenos Aires’ten ailesiyle birlikte yola çıkıp İspanya’daki aile evine giden Carolina’nın başından geçenleri anlatıyor.
Asghar Farhadi’nin son filmi Satıcı 2017 Ocak ayı itibariyle vizyona girmişti. Satıcı 2017’de vizyona giren ilk İran filmi.2017’de İran’dan 2 film girdi vizyona. Biri Satıcı iken ötekisi Farhadi’nin eski filmi Elly Hakkında’ydı.
Farhadi’nin 7. uzun metraj filmi olan Satıcı’yı, yetenekli yönetmenin bir eve dönüş hikâyesi olarak da yorumlamak mümkün. Önceki filmi Geçmiş’i Fransa’da çeken Farhadi, bir çok İranlı yönetmen gibi artık İran’ın diaspora sinemasına yelken açacak gibi görünüyordu. Ancak taş yerinde ağır şiarından hareketle Farhadi yeniden sinemasını İran coğrafyasına taşıdı.
Sinema Dolu Bir Ömür
Farhadi ‘nin sinema kariyeri hiçbir başarının tesadüf olmadığının gösteriyor. 1972’de doğan yönetmen, 14 yaşında İsfahan Gençlik Sinema Derneği’nde sinemayla yakından ilişki kurmaya başlayıp ilk kısa filmlerini de bu dernek çatısı altında çekmeye başladı.
1998’de Tahran Üniversitesi Dramatik Sanatlar Okulu’nda lisans, ardından Tarbiat Modarres Üniversitesi’nden Sahne Sanatları üstüne yüksek lisans eğitimi aldı. Farhadi eğitimini sanatın etkileşimli yönünden haberdar olarak tiyatro ve sinema sanatlarının altyapılarını öğrenerek devam ettirdi. Bu dönemde İran devlet televizyonunda çalışmaya başlayan Farhadi, dizi projelerinde yer aldı. İran-Irak Savaşı’nın meşhur belgeselcisi Ebrahim Hatamikia ile birlikte çalıştı. Birlikte senaryolar yazdılar. Usta-çırak ilişkisi içinde Farhadi, Hatamikia’nın deneyimlerinden sinemanın okulda öğrenilmeyen yanlarını keşfetmeye başladı.
İnsan odaklı Bir Filmografi
2009’da çektiği About Elly Farhadi’nin ilk önemli çıkışını resmeder. Katmanlı yapısı, güçlü senaryosu ve başarılı oyunculuklarıyla About Ally, Farhadi’nin unutulmaz fillerinden biri haline geldi. Farhadi bu filmiyle; Uluslararası Fecr Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve Seyirci Ödülü; Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Gümüş Ayı; Tribeca Film Festivali’nde En İyi Kurmaca; Asya Pasifik Sinema Ödülleri’nde En İyi Senaryo ve Jüri Büyük Ödülü gibi çok sayıda festivalde önemli ödüller aldı. Oscar yarışında da İran’ı temsil etti. Bu filmle birlikte Farhadi bütün filmlerinde İran’ın Oscar adayı olmaya başladı.
Sinemada Bir Zirve: A Separation
2011’de sinema tarihinin unutulmazları arasına giren A Separation filmini çekerek dünya çapında sarsıcı bir etki yaptı. A Separation ile tüm sinema çevrelerinde tanınan bir yönetmen haline geldi. Üstelik A Separation gişede de önemli bir başarı yakalayarak geniş kitlelerin izlediği bir film oldu. 2011’in tartışmasız en önemli filmi sayılan A Separation, Altın Ayı ve En İyi Yabancı Film dalında Oscar dahil festivallerden onlarca ödül aldı. Film açılışından son sahnesine kadar gerginliğini koruyan unutulmaz bir yapımdı.
Farhadi’nin Fransız’ı: Le Passê
Farhadi bu yapımdan sonra radikal bir kararla yurtdışında bir film yapmaya karar verdi. Fransa’ya giderek Le Passê filmini çekti. Farhadi yurtdışı deneyimi için şöyle der:
“Bir yönetmen kendi ülkesinde yaptığı filmleri bütün kalbiyle yapar. Ama başka bir ülkede film yapmaya başladığında zekâ da giriyor devreye. Başka kültürlerde film yapmanın farkıdır bu. Bazı izleyiciler daha çok duygu ister ama bazılar da mantığı arar daha çok. Ben her iki seyirci kitlesini de gördüm ve yaşadım. Peki ben neden başka ülkelerde film yapıyorum. Daha global olmak için değil. Aslında global olmak için daha yerel olmak lazım. Ben sadece yeni tecrübeler olsun diye yapıyorum. Risk almak istiyorum.”
Geçmiş filmini çekmeye karar verme hikâyesi, hayatın içinden beslendiğinin göstergesidir:
“Bir Ayrılık başarılı oldu ve konuşuluyordu. Sürekli seyahat halindeydim. Ve otel odalarında Geçmiş filminin senaryosunu yazıyordum. Bu filmle risk almak istiyordum. Ama hiçbir zaman hayatımda Fransa’da film yapacağımı düşünmüyordum. Bir akşam Tahran’da bir arkadaşımın evinde gittim. Bana Kanada’ya gittiğini söyledi. On beş sene önce ayrıldığım kadından resmen boşanmak için gidiyorum dedi. Ve Kanada dönüşü o kadınla iki hafta aynı evde yaşadığını söyledi. Ben de bu konudan kopamadım. Bu süre boyunca hep geçmişle ilgili konuşacaklarını düşündüm.”
Farhadi Sinemasına Dönüş: Satıcı
Kariyerine yeniden İran’da devam etme kararı alan Farhadi, yurduna döndüğünde tekrar eski güçlü sinema anlayışına da dönmüş olduğunu gösterdi. 2016 yapımı Satıcı, tanıdığımız Ferhadi sinemasını hatırlatıyor. Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini alan Satıcı, kadın erkek ilişkileri, sınıf farklılıkları, vicdan, intikam gibi konu ve kavramları merkezine alan bir yapım.
Film yıkılmak üzere olan bir binadan taşınmak zorunda kalan tiyatrocu çift Rana ve Emad’ın yeni bir ev arama derdiyle başlar. Artur Miller’in Satıcının Ölümü oyununu sahneye koymaya çalışan bir ekibin içinde olan çift, arkadaşlarının yardımıyla bir ev bulup taşındıklarında, yeni evlerinin eski sahibinin misafiri çok olan yalnız bir kadın olduğundan habersizdirler. Rana, burada evin eski kiracısını görmek için gelen bir adamın saldırısına uğrar. Yaşadığı bu acı olaydan sonra içine kapanan Rana sessizleşirken, Rana’nın aksine Emad faili bulup intikam alma yolunu seçer.
Yönetmen filmde ustaca göndermeler ve alıntılar yaparak İran toplumunun yaşadığı dönüşümleri ve sonuçlarını ortaya koyar.
Okulda öğretmenlik yapan Emad derste yazar Gholam-Hossein Sa’edi’nin İnek öyküsünü anlatır. Bu öyküden uyarlanan Dariush Mehrjui’nin meşhur filmini de gösterir. Öykü, ineğini çok seven bir köylünün ineğinin ölümünden sonra onun gibi davranmaya başlamasının gerçeküstü anlatımıydı. Öykünün yazarı Azeri Türkü Gholam-Hossein Sa’edi, Fransa’da sürgünde ölmüştü. Film ise İran’ın ilk uluslararası başarı kazanan filmiydi. Satıcı filminde öğrencilerden biri insanın nasıl İneğe dönüşeceğini sorduğunda öğretmen Emad’ın cevabı manidardır: yavaş yavaş. Kuşkusuz İran’ın dönüşümü de bir anda değil zaman içinde insandan ineğe dönüşen öyküdeki köylü gibi yavaşça olmuştu. Farhadi İnek göndermesiyle, İran sinemasının ilk yeni dalga yapımı ve uluslararası başarı kazanan filmine selam gönderip hikâyedeki dönüşümün toplumsal karşılığına gönderme yapar.
Başka bir sahnede iseTahran’ın bozulmuş, karaktersizleşmiş mimarisine bakıp “bu şehri toptan yıkıp yeniden yapmalı” der Emad’ın oyuncu arkadaşı. Emad da “yıkıp yaptılar zaten” diyerek İran’daki rejim değişiminin büyük umutlarla giriştiği dönüşümde gelinen noktadaki umutsuzluğu imgeler.
Emad tesadüfen öğrencisiyle aynı taksi dolmuşta yolculuk yaparken Emad’ın yanında oturan kadın Emad’ın oturuşunu düzeltmesini ister. Yönetmen toplumdaki huzursuzluğu, herkesin potansyel bir suçlu olabileceğini gösterir. Ne var ki Emad da, bir yanlış anlamalar silsilesiyle yeni evlerinde karısı saldırıya uğradığında, adeta bir hafiye gibi eve girenin kim olduğunu bulmaya çalışırken aynı şüphecilikle sokakları arşınlar.
Satıcı filmi etkileyici bir atmosfer içinde, hiçbir şeyin siyah ya da beyaz değil her şeyin gri tonda olduğu, haklı ve haksızlık kavramlarının duruma ve bakış açılarına göre değişebileceğini gösteren güçlü bir Farhadi filmi olarak izleyenlerini bekliyor.
“ Benim yapmış olduğum bütün filmlerde bütün karakterlerimle empati kurulur. Bu benim yasam.” diyen Farhadi, sinemasını çoğulcu bir anlayışla organize ediyor. Asghar Farhadi İran sinemasının son döneminin en popüler ismi olduğunu da söyleyebiliriz. Uluslararası festivallerde bol ödülle dönen yönetmen, İran’ın ilk Oscar ödülünü kazanmasına vesile olmuştu. Farhadi; Kiyarüstami, Mahmelbaf, Mecidi ve Penahi kuşağından sonraki yeni dönemin en önemli yönetmeni olduğuna şüphe yok. Farhadi’nin başarıları bize gösteriyor ki İran sineması her dönem yeni filizler vermeyi biliyor. Ancak yönetmen, yetiştiği sinema atmosferinden özgünleşmeyi de başarmış bir isim. Birçok İran filminde olduğu gibi onun filmlerinde de vicdan başroldedir. Ancak bunu, şehirli bireyin gündelik hayatına yedirir. Sınıfsal farklıkları reddetmeyen, bizahiti sinemasında belirgince kullanan bir anlayışı savunarak öteki İranlı yönetmenlerin naif yaklaşımlarının ötesine geçer. O, sinemasını daha gerçekçi bir anlayışla inşa eder. İran sinemasındaki yönetmenlerin önemli bir kısmından; orta sınıf bireyleri resmeden bir sinema anlayışının temsilcisi olarak ayrılır. Satıcı filminde de bu anlayışını sürdürüyor.
Alıntılar:
Farhadi Ustalık Sınıfı Söyleşisi Antalya Film Festivali 2016
http://filucusu.blogspot.com.tr/2016/10/asghar-farhadi-semboller-ve-isaretler.html