Bu yıl, bölgede çekilen filmlerin gösterimiyle gerçekleşmiş olan Kardan Perde Film Festivali, gelecek yıllarda uluslararası bir festival görünümü kazanmayı amaçlıyor. Bu yılki gösterim planlamasında; “İnat Hikayeleri”, “Kader”, “Deli Deli Olma”, “Kar Korsanları”, “Kar Kırmızı”, “Orhan Pamuk’a Söylemeyin Kars’ta Çektiğim Filmde Kar Romanı da Var”, “Çınar” ve “Kars Hikâyeleri” filmleri vardı.
2-7 Mart tarihleri arasında ilk denemesi yapılan Kardan Perde Film Festivali, sinema salonu olmayan Ardahan’da kardan yapılmış perdeler üstünde film izleme deneyimi sunan, olabildiğince özgün bir festival denemesiydi.
İlhamını doğduğu coğrafyadan alan yönetmen Reis Çelik, Kars-Ardahan hattında çok sayıda film çekti. 2003’te Tuncel Kurtiz’in başrolünde oynadığı “İnat Hikâyeleri”nde Çıldır Gölü ve Ardahan çevresinde anlatılan halk hikâyelerinden beslenerek özgün bir ulusal film örneği ortaya koymuştu. Filmin ilk gösterimini 2004’te karlar üstünde yöre halkıyla birlikte gerçekleştiren yönetmen, yıllar sonra karlar üstünde film izlemeyi bir festivale dönüştürmenin ilk adımlarını atmış oldu.
Yönetmen festivalde yaptığı açıklamada, “Tuncel ağabeyle kurduğumuz bu hayali, güzel oteller ve yollar yapılınca, yapalım dedik. Bugün burada ve Çıldır Gölü üzerinde, belki de dünyada ilk örneği olan, kardan beyazperdede film festivali yapmak istedik” demişti.
Bu yıl, bölgede çekilen filmlerin gösterimiyle başlayan festival, gelecek yıllarda uluslararası bir festival görünümü kazanmayı amaçlıyor. Bu yılki gösterim planlamasında; Reis Çelik’in “İnat Hikayeleri”, Zeki Demirkubuz’un “Kader”, Murat Saraçoğlu’nun “Deli Deli Olma”, Faruk Hacıhafızoğlu’nun “Kar Korsanları”, Atalay Taşdiken’in “Kar Kırmızı”, Rıza Sönmez’in “Orhan Pamuk’a Söylemeyin Kars’ta Çektiğim Filmde Kar Romanı da Var”, Mustafa Karadeniz’in “Çınar” ve Ankara Sinema Derneği yönetmenlerinin “Kars Hikâyeleri” filmleri vardı. Filmlerin bazıları hava muhalefetinden kapalı mekanlarda gösterilse de Atalay Taşdiken’in 2 yıl önce aynı coğrafyada karlar arasında çekilen “Kar Kırmızı” filmi, tam da çekildiği iklimde, Ardahan kent meydanında -10 derecede kardan perdede seyirciyle buluştu. Murat Saraçoğlu’nun “Deli Deli Olma”, filmini de donmuş Çıldır Gölü üzerinden izleme deneyimi yaşadık.
Festivaller, festivalin yapıldığı coğrafyadan izler taşımalı. Bölgenin kültürel zenginliğini misafirlerine göstererek yeni kapılar açmalı. Kardan Perde Film Festivali de ilk yılında bölgenin olanca kültürel zenginliğini göstermeye gayret eden bir festival oldu. Ardahan’ın görülmesi gereken yerlerinden olan yüzyıllara meydan okuyan Şeytan Kalesi’ni görmek, donarak üstünde yürüyenlere inanılmaz bir deneyim vaat eden Çıldır Gölü’nü görmek ve Aşıklar gecesinde bin yıllık bir kültürün son temsilcilerinin atışmalarını izlemek nerede olduğumuzu hissettiren unsurlardı. Ayrıca Çıldır Gölü’nün üstüne Kafkas Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğretim görevlisi Uğur Özen ve ekibi tarafından hazırlanan Tuncel Kurtiz heykelinin yapılmış olması, karlar üzerinden film festivali hayali kuran usta oyuncuya yakışır bir saygı duruşunun somut bir temsili oldu.
Bizdeki film festivallerinin büyük kısmı belediyeler ekseninde varlıklarını devam ettirdikleri için hem kadroları hem de özgünlükleri belediye bürokratlarının fikir dünyaları ekseninde kalmaya ve çoğu zaman uzun süreli olmadan yok olmalarına neden oluyor. Özellikle pandeminin yarattığı kesintiden sonra çok sayıda film festivalinin akıbeti belli değil. Film festivallerini, kısa sürede geri dönüşü olacak bir yatırım gibi gören yerel yöneticiler, şehirde ulusal hele ki uluslararası bir festivalin ne gibi kazanımlarını olduğu görmekte çoğu zaman zorlanıyorlar. Kardan Perde Film Festivali, yerel bir yönetime bağlı bir festival değil. Yönetmen Reis Çelik’in Film Yönetmenleri Derneği bünyesinde kurumsal kimliğini yarattığı bir festival. Bu da festivali yerel yönetici değişikliklerinin rüzgarından korur umarım.
Ardahan ülkenin sınır şehirlerinden biri. Hem Gürcistan’a hem de Ermenistan’a sınırı var. Ahıska Türkleri, Terekemeler, Türkmen Alevileri, Kürtler, Gürcüler, Malakanlar gibi farklı etnik ve kültürel zenginliği bünyesinde eriten bir coğrafya. Bu zenginliğin şehrinde olmayan şeyse bir sinema salonu. Çok sayıda filme mekân olan bu bölge, umarım yeni filizlenen bu festivalle birlikte buradaki kültürel zenginlik, daha fazla keşfedilebilir.