Bir Var Olma Mücadelesi: İran’da Kısa Film Çekmek

Hem devletin kurduğu dernek ağının başarılı çalışmaları hem de gençlerin kısa filmi bir var olma biçimi, kendilerini ifade aracı olarak görmelerinin sonucunda teknolojinin de dijitalleşip daha ulaşılabilir hale gelmesiyle birlikte kısa film kültürü İran’ın sinema sanatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Çok sayıda genç yönetmen, çektikleri kısa filmlerle hem ülke içinde hem de uluslararası arenada seyahat etme imkanına kavuşuyor.

İran şu sıra yönetim sisteminin kısıtlayıcı unsurlarına karşı yapılan protestolarla dünya gündeminin ilk sırasında yer alıyor. Özellikle İranlı kadınların ve gençlerin özgürleşme reflekslerini içeren amatör çekimlerdeki yaratıcı çalışmalar, ülkedeki potansiyele dair somut veriler ortaya koyuyor. İran’daki gençlerin sanatsal olarak kendilerini ifade etme reflekslerinde de en öne çıkan türün kısa film olduğunu söyleyebiliriz. Ülkenin hemen her yerinde gençler kısa film çekerek kendilerini var etmeye çalışıyorlar.

YÖNETMEN YETİŞTİREN KISA FİLM EĞİTİMİ

İran sinemasının kendini kanıtlamış, haklı başarısının dünya sinemasında görünen kısmı çoğunlukla uzun metraj filmlerden oluşuyor. Abbas Kiyarüstemi’den Mecid Mecidi’ye, Cafer Penahi’den Asghar Ferhadi’ye kadar film festivallerinde önemli ödüller alan çok sayıda başarılı yönetmen yetiştiren bu ülke sinemasının az bilinen ama oldukça büyük bir kısa film üretimi var.

İranlı gençlerin önemli bir kısmı sanatsal olarak kendilerini ürettikleri kısa filmlerle var ediyorlar. Ülkedeki sınırlayıcı kurallar silsilesi, ülkeye uygulanan ambargolar, ülke dışına çıkmanın zorluğu ve ekonomik sınırlılığın gençlerdeki dışavurumu çoğunlukla görsel sanatlarla oluyor. Bu durumun doğal sonucu olarak uluslararası festivallere İran’dan çok sayıda başvuru yapılıyor.

İRAN GENÇLER SİNEMA DERNEĞİ (IYCS)

İran’ın sinema namına gösterdiği uluslararası başarılar kurumsal bir altyapının ürünü. İran’ın her bölgesinde şubeleri olan neredeyse 40 yıl önce faaliyetlerine başlamış olan İran Gençler Sinema Derneği (IYCS) bu başarının en önemli nedeni. Şah döneminde faaliyetlerine başlayan 1965’te kurulan Çocuk ve Genç Yetişkinlerin Entelektüel Gelişim Enstitüsü de bu amaca hizmet etmiş bir kurumdu. İran Gençler Sinema Derneği’nin temelde üç ana faaliyeti var. 1 yıllık hızlı bir sinema eğitimi vermek, kısa film çekimi için gerekli olanakları sağlamaya çalışmak ve kısa filmlerin dağıtımını yapmak. Derneğin İran’ın her yerine yayılmış olan 59 şubesi 11 acentesi var. Her yıl ortalama ülke çapında 6000 civarı öğrencisi oluyor.

TAHRAN ULUSLARARASI KISA FİLM FESTİVALİ

Her yıl yapılan ve 40. yılına yaklaşan Tahran Uluslararası Kısa Film Festivali’nin yürütücülüğünü de bu dernek yapıyor. Festivale İran’dan 2011-2016 arasında ortalama her yıl 1700 civarı başvuru yapılmış. Ayrıca derneğin bölgesel festivalleri de var. İran’da çekilen kısa filmlerin hepsi bu derneğin çatısı altında yapılmıyor. İran her yıl 2000 civarı filmin yapıldığı bir yer. Her bölgede, pek çok tema ve yaklaşımla; belgesel, animasyon ve kurgu olarak kısa filmler çekiliyor. Uluslararası 2000’e yakın film festivaline 2017 yılında İran merkezli 600’e yakın film kabul edilmiş. Bu filmlerin 375’i ödül, 128’i adaylık kazanmış durumda. Aynı yıl Cannes Film Festivali’nde sinema okullarının üretimlerinin yarıştığı bölümde 626 okul arasından İran Gençler Sinema Derneği adına yarışan Bahman ve Bahram Ark kardeşlerin çektiği Hayvan filmi 2. olmuştu.

TÜRKİYE KISA FİLM FESTİVALLERİNDE İRAN KISALARI

Türkiye’de düzenlenen kısa film yarışmalarında İran kısalarının belirgin bir ağırlığı var. Hemen hepsinde yarışmaya muhakkak bir İran filmi seçiliyor. Başvurularda da İran çoğunlukla en çok film yollayan ülke durumunda.

Türkiye’nin en önemli kısa film festivallerinden İzmir Kısa Film Festivali’nin 18.sinde 72 ülkeden 1570 film başvuru yapmış. Uluslararası yarışmaya seçilen 10 filmin 2 tanesi İran filmiydi. Ödül de, İran filmi olan, Cannes’da da ödüllendirilen Bahman ve Bahram Ark kardeşlerin çektiği Hayvan filmine gitmişti.

2022’de 14. kez yapılan Malatya Uluslararası Kısa Film Festivali’ne bu yıl rekor başvuru yapıldığı duyuruldu. Uluslararası kategoride 876 film başvuru yapmış. Bu başvuruları ülkeler bazında incelediğimizde en çok başvuru 193 filmle İran’dan yapılmış. Aynı festivale Türkiye’den yapılan başvuru ise 186. Yani Türkiye’deki bir kısa film festivaline Türkiye’den daha fazla başvuru İran’dan yapılmış durumda.

25.Adana Altın Koza Film Festivali’nde de durum farklı değil. 110 ülkeden, 3111 başvurunun yapıldığı festivalde Uluslararası bölüme İran´dan 270 film başvuru yaparken kendi ülkesindeki yarışmaya Türkiye´deki yönetmenlerden 265 başvuru yapılmış.  

2021 yılında 3.’sü yapılan Erzincan Uluslararası Kısa Film Festivali’nde de 118 ülkeden 3 bin 148 kısa film başvurusu var. İran 427 filmle yine ilk sırada yer alıyor. Türkiye’den yapılan başvuru sayısı ise 312 ()

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) tarafından düzenlenen Tayf Uluslararası Kısa Film Festivali’nin başvurularında da İran öne çıkan ülkelerden biri. Yapılan başvuru sayısı 3227 olurken en çok başvuru sayısında İran ilk sırada yer alıyor.

2021’de yapılan 3.Bingöl Kısa Film Festivali’nde de başvuru yapan 245 filmden finale kalan 24 filmin arasında başkanlığını oyuncu Mehmet Aslantuğ’un yaptığı jürinin değerlendirmesinde 1. ve 3. seçilen filmlerin İran filmleri olduğunu görüyoruz.       

2020’de 3.sü yapılan Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali’nin de uluslararası seçkide yarışan 16 filmin 4’ü İran’dan katılan filmlerden oluşuyordu. Festivalde 2 İran filmi ödül almıştı.  4. Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali’nin 50 ülkeden 448 filmin başvuru yaptığı festivalde, “En İyi Film” ödülü için yarışan 19 aday filmden 4 film yine İran’dan katılıyordu. En İyi Film Ödülü de İranlı yönetmen Amir Karami’nin Death Locked Out filminin olmuştu.

9.’su 2021 ylılında yapılan Uluslararası İpekyolu Film Yarışması da İranlı yönetmenlerin yoğun ilgi gösterdiği festivallerden biri. Türkiye, Çin, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan, Kazakistan, İtalya, Suriye, Hindistan, Irak, Yunanistan, İran, Afganistan ve Pakistan olmak üzere toplamda 3089 filmin başvuru yaptığı festivalde 500 küsür İran başvurusu var. Ödüllerde de bu yoğunluk karşılık buluyor. Uluslararası En İyi Senaryo Ödülü ve Uluslararası En İyi Belgesel Ödülü İran filmlerine verilmişti. Bu yıl 10. kez yapılacak festivalde edindiğim bilgiye göre yine 3000 civarı başvuru yapılırken İran’dan başvuru sayısı 600’ü geçmiş durumda

HER KÜLTÜRDEN KISA FİLM ÜRETİMİ

Son yıllarda artan bir çeşitlilikle İran’da Farsça dışındaki dillerdeki sanat üretimi de artmaya başladı. İran sineması oldukça büyük bir hacme kavuşurken komşu ülkelerle ortak projeler yapan, kendi ülkesinin zengin alt kültürlerinden beslenen bir çizgiye doğru ivmesini hızlandırıyor. Artık daha fazla Kürtçe, Azeri Türkçesi, Türkmence ve Belluç dilinde kısa ve uzun metraj filmler, belgeseller görmek mümkün.

KISANIN ÖZGÜRLÜĞÜ

İran’da uzun metraj filmlerin çekimiyle ilgili önemli bir bürokratik süreç var. Filmlerin hem çekimi hem de gösterimi için birçok izin sürecinden geçilmesi gerekiyor. Ancak kısa filmler daha özgür. Sinemalarda gösterim ağında olmadıkları için kısa film çekmek bürokratik olarak daha kolay bir yol. Çok sayıda genç yönetmen, çektikleri kısa filmlerle hem ülke içinde hem de uluslararası arenada seyahat etme imkanına kavuşuyor. Kısa film ödülü almak yurtdışına çıkmanın en kolay yollarından biri olarak görülüyor.

Hem devletin kurduğu dernek ağının başarılı çalışmaları hem de gençlerin kısa filmi bir var olma biçimi, kendilerini ifade aracı olarak görmelerinin sonucunda teknolojinin de dijitalleşip daha ulaşılabilir hale gelmesiyle birlikte kısa film kültürü İran’ın sinema sanatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Kısa film yönetmeni gençlerin önemli bir kısmı da ilerleyen yıllarda edindikleri tecrübeleri uzun metraj film çekimine taşıyarak daha geniş bir kitleye seslenir hale geliyorlar. Farklı nedenlerle çok sayıda yönetmeni ülke dışında şansını denemek isteyen İran sineması, bünyesinde varlığını koruyan kısa film kültürü sayesinde uluslararası arenada sesini duyuracak yeni yönetmenler bulmakta zorlanmıyor.

Rıza Oylum

1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri, İran Sineması ve Film Gibi Geçti-Ediz Hun kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihazırda Üsküdar Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, Gazete Duvar’da köşe yazarı ve Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmeni olan Oylum; Türkiye PEN Yazarlar Derneği, FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu) ve FEDERO (Avrupa ve Akdeniz Film Eleştirmenleri Federasyonu) Üyesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İran Sineması

Leyla’nın Kardeşleri: Her Yarışın Kaybedenleri

İran’ın genç ve üretken yönetmeni Saeed Roustayi’nin 2022 yapımı “Leyla’nın Kardeşleri” (Baradaran-e Leila) filmi MUBI kataloğuna eklendi. Büyük ilgi gören film, gözlerin yeniden İran sinemasına dönmesi sağladı. Saeed Roustayi, üçüncü uzun metraj filmi olan “Leyla’nın Kardeşleri”nde kamerasını yoksulluğun ve sınıfsal problemlerin üstünde tutmayı sürdürüyor. Özellikle ilk filmi, 2016 yapımı “Sonsuzluk ve Bir Gün” (Abad va […]

Devamını Oku
İran Sineması

Asghar Farhadi Sineması: Sınıfsal ve Vicdani

Farhadi’nin vicdan muhasebesi ve “herkesin kendine göre geçerli sebepleri var” mottosundan hareket ettiği filmografisinde artık yeni sorular sormaya başlaması gerekiyor. Kendini tekrar eden bir çatışmayla kurulan senaryolarında artık filmler birbirinden farklılaşmıyor. “A Hero” bu halkaya eklenen hem yeni hem de eski bir film görünümünde. Asghar Farhadi’nin son çektiği filmi “A Hero” ile yeniden bir vicdan […]

Devamını Oku
İran Sineması

İran’da Kutsal Savunma Sineması

İran-Irak savaşının İran sineması ve edebiyatı için özel bir yeri var. ‘Kutsal Savunma’ olarak adlandırılan bu alanda İran sinemasının bir kolu olarak çok sayıda üretim yapılıyor. Kutsal Savunma Sineması, İran sinemasının yurtdışı festivallerinde karşımıza çıkan örneklerine benzemiyor. Abbas Kiyarüstemi’nin kırsaldaki sadeliği yansıttığı, Mecid Mecidi’nin çocuk masumiyeti üzerinden manevi duyguları öne çıkardığı ya da Asghar Ferhadi’nin […]

Devamını Oku