Flee Filmi Üstüne

Afganistan’dan başlayıp Rusya’ya uğrayan, oradan uzak Avrupa ülkelerinde devam eden “Flee” filmindeki hikâye, göçmenlik ve eşcinselliğin ötekileştirilen tablosunu bir potada eritiyor. Belki bu haliyle son dönemin popüler temalarına sığınan, “oyunu kurallarına göre oynayan” bir film görünümü verse de derinlikli yapısı ve incelikli çizimleriyle etkileyici bir tablo ortaya koyabilen bir çalışma.

Geçtiğmiz Mart ayında uzun süredir vizyona girmesi beklenen “Bergen” ve “The Batman” filmleri yoğun ilgi görerek vizyonda yerini aldı. Bunların yanında yine vizyona giren Jonas Poher Rasmussen’in yönettiği animasyon filmi “Flee” ise yılın en çok ödül alan filmlerinden biri.

“Flee” bu yıl Danimarka’nın Oscar adayı. 93 film arasından son beş film arasına kalan bu animasyon Oscar tarihinde bir ilki gerçekleştirerek En İyi Uluslararası Film dalındaki adaylığının yanında En İyi Belgesel ve En İyi Animasyon dallarında da aday oldu. Böylece Oscar tarihine geçmiş oldu. Film, ilk gösteriminin yapıldığı 2021 Sundance Film Festivali’nin Dünya Sineması-Belgesel seçkisinde kazandığı Jüri Büyük Ödülü’nden başlayarak neredeyse katıldığı bütün festivallerden çeşitli ödüller aldı. “Flee”, toplamda 60’tan fazla ödülün sahibi.

DANİMARKA ÇITAYI YÜKSELTİYOR

“Flee”, Danimarka sinemasının başarılarına bir yenisini ekledi. Son 10 yılda Danimarka sineması önemi sıçrama yaptı. Çok sayıda ses getiren film 5 milyonluk bu İskandinav ülkesinden çıktı. Danimarka filmleri Oscar yarışında 2010’dan 2021’e kadar 9 kez adaylık 2 kez de Oscar ödülünün sahibi oldu. Son Oscar ödülünün sahibi de Danimarka yapımı Thomas Vinterberg’in yönettiği “Another Round” filmi olmuştu. Filmin hakları ABD’li yapımcılar tarafından alındı. İngilizce versiyonu için çalışmalara başlandı. 2018 yapımı “The Guilty” filmi de o yıl çok sayıda ödülün sahibi olmuş, yakın zamanda Netflix’te İngilizce uyarlaması yapılmıştı. Görünen o ki Danimarka sineması hem gelişiyor hem de ana akım Hollywood sinemasını özgün hikâyeleriyle besliyor.

İKİ ÖNEMLİ OYUNCU FLEE’NİN YAPIMCISI

“Flee” filminin yapımcıları filmin bu denli geniş bir ağa sahip olmasında önemli bir faktör olabilir. Zira iki önemli oyuncu filmin yapımcılığını üstleniyor. “The Night Of” dizisinin ve “Sound of Metal” filminin etkileyici oyuncusu Riz Ahmed ve “Game of Thrones” dizisindeki Jaime Lannister karakterini canlandıran Nikolaj Coster-Waldau “Flee” filminin ortaya çıkması için ekonomik destek sağlamışlar.

BİR GÖÇMEN HİKÂYESİ FLEE

Filmde Danimarka’da yaşayan Afganistanlı bir eşcinsel olan Amin’in “ev” kavramını anlatmaya başlamasıyla çocukluğunu geçirdiği Afganistan’a uzanıyoruz. Amin, cinsel yönelimini keşfederken Afganistan da yerle yeksan olan bir ülkenin trajedisini keşfedecektir. Önce babasını devlet terörüyle kaybeden Amin, ağabeyini de askere alınmamak için yurt dışına kaçmasıyla kaybetmiş olur. Annesi ve kardeşleriyle Afganistan’dan çıktıklarında ise izleyiciyi yeni bir trajik ülke bekliyordur: 1990’ların Rusya’sı. İlk durakları olan Moskova, çökmüş bir sosyalizmin yüksek binalarının arasında boş market raflarına ev sahipliği yapıyordur. Amin, kardeşiyle Moskova’da McDonald’s’ın açıldığı gün kapitalizmin hamburger suretindeki mabedini görmeye gittiğinde yönetmen, Rusya’nın bu yeni döneminin meşhur sembolüyle Amin ve kardeşinin maruz kaldıkları polis zulmünü aynı kareye sığdırır. Kapitalizm yoksul göçmenler için yeni hayaller sunmuyordur. Amin ve ailesi bu kaotik ortamdan çıkıp da ilk defa kaçak yollarla Rusya’dan Batı ülkelerine gitmek istediklerinde denizin ortasında su alan eski bir geminin içinde bulurlar kendilerini. Karşılarına çıkan Cruise gemisini görüp gemidekiler hayallere dalsalar da bu heyecanlı ve umut dolu kalabalık, Cruise gemisindeki zengin Avrupalılar için sadece uzaktan patlayan flaşlarıyla çektikleri fotoğrafların nesnesidirler sadece. Kimsenin umurunda değildir soğukta bozuk bir gemide bir başına kalmış göçmenler. Amin, türlü zorluklardan sonra ailesinden ayrılmak zorunda kalıp bir başına Danimarka’ya geldiğinde belki baskıladığı cinsel yönelimini daha özgürce keşfetmeye başlar ama içindeki trajediler onun peşini bırakmayacaktır.

Afganistan’dan başlayıp Rusya’ya uğrayan, oradan uzak Avrupa ülkelerinde devam eden “Flee” filmindeki hikâye, göçmenlik ve eşcinselliğin ötekileştirilen tablosunu bir potada eritiyor. Belki bu haliyle son dönemin popüler temalarına sığınan, “oyunu kurallarına göre oynayan” bir film görünümü verse de derinlikli yapısı ve incelikli çizimleriyle etkileyici bir tablo ortaya koyabilen bir çalışma. “Flee” az sayıdaki uzun metraj animasyon film üretiminde, adından söz ettiren 2008 İsrail yapımı “Beşir’le Vals” filmi gibi unutulmaz bir politik animasyon filme dönüşebilir.

Rıza Oylum

1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri, İran Sineması ve Film Gibi Geçti-Ediz Hun kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihazırda Üsküdar Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, Gazete Duvar’da köşe yazarı ve Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmeni olan Oylum; Türkiye PEN Yazarlar Derneği, FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu) ve FEDERO (Avrupa ve Akdeniz Film Eleştirmenleri Federasyonu) Üyesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Film Kritikleri

Asteroit Şehir: Wes Anderson’dan Postmodern Bir Deneyim

Wes Anderson’ın yeni filmi “Asteroit Şehir”, 16 Haziran’da sinemalarda gösterime girdi. “Asteroit Şehir”, ilk gösterimini mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde yapmıştı. Cannes’dan sonra hızlıca vizyonda karşımıza çıkan film, Tom Hanks, Margot Robbie, Jason Schwartzman, Scarlett Johansson, Jeffrey Wright, Tilda Swinton, Bryan Cranston, Edward Norton, Adrien Brody, Liev Schreiber, Hope Davis, Stephen Park, Rupert Friend, Maya […]

Devamını Oku
Film Kritikleri

Yoksulluğun ‘Mülk’le İmtihanı

Nisan ayında yapılan 42’nci İstanbul Film Festivali’nde farklı ülke sineması örneklerini takip etmek mümkün oldu. Bu yıl 84 ülkeden 160 yönetmenin filmleri gösteriliyor. Bu zenginliğin en iyi tarafı yeni yönetmenler keşfetmek oluyor. Belki bir daha beyazperdede görme imkânı olmayacak filmler, festival vesilesiyle karşımıza çıkıyor. Böylece farklı ülkelerin sinema yaklaşımlarını, konu çeperlerini görmüş oluyoruz. Bu keşif […]

Devamını Oku
Film Kritikleri

John Wick Dünya Turunda

Son 10 yılın en ses getiren aksiyon serisi olan “John Wick”in 4’üncü bölümü, 22 Mart’ta vizyona girdi. 3’üncü bölümde High Table örgütüne olan bağlılığı sona ererek güvenlik koruması kaldırılan John Wick, bu bölümde özgürlüğünü elde etmeye çalışıyor. Film, 100 milyon dolara dayanan bütçesiyle bonkör bir dünya şehirleri seyri sunuyor. Bu filmde John Wick’in yakalanması için […]

Devamını Oku